Kendinizden bahseder misiniz, Mehmed Arif kimdir?
18 Nisan 1992 yılında Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te doğdum. Üsküp, Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Ekonomi Fakültesi Finans Yönetimi Bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. Şu anda Kalkandelen Devlet Üniversitesi – Şarkiyat Bölümü; Türk Dili ve Edebiyatı alanında yüksek lisans yapmaktayım. 2013 yılından beri, Kuzey Makedonya sınırları içinde Türkçe yayınlanan, yegâne kültür, sanat ve edebiyat dergisi olan Köprü Dergisi’nin editörlük vazifesini yürütmekteyim. Aynı zamanda Köprü – Kültür, Sanat ve Eğitim Derneği’nde icra müdürü olarak çalışmaktayım. Şiir, deneme ve hikâyelerim Köprü, Kardelen, Türkçem, Kardeş Kalemler, Tereke, Mahalle Mektebi, Balkan Türküsü, Sessiz Gemi, Türkmen Kültürü gibi dergilerde yayınlandı. Birçok uluslararası Türkçe şiir şölenlerine Kuzey Makedonya’yı temsilen katıldım. Balkanlarda düzenlenen şiir buluşmalarında kendime ait şiirlerimi seslendirdim. Hâlihazırda dergi editörlüğü yanı sıra kitap editörlüğü, tercümanlık ve program sunuculuğu da yapmaktayım. 2019 yılında Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği tarafından ilk kez verilen Yücel Ödülleri’nde “Yılın Edebiyatçısı Ödülü” ve aynı yıl Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Kuzey Makedonya Okulları tarafından “Türkçeye Değer Katan Genç Yazar Ödülü”ne layık görüldüm. Türkiye dışında yayınlanan Türkçe dergilerin yer aldığı Dünya Türkçe Dergiler Birliği’nin dönem başkanlığı vazifesini yürütmekteyim. “Divanını Yakan Şair” isimli şiir kitabının müellifiyim. Çocuk hikâyelerinden oluşan yeni kitabım çok yakında okuyucuyla buluşacaktır. Tüm ünvanlar ve görevler bir kenara, aciz bir kul olduğumun bilincinde iyi, güzel ve doğru’nun toplum nezdinde itibar görmesi adına mücadele ediyorum.
Üsküp’tesiniz, Köprü Dergisi’ni çıkarıyorsunuz, derginizin oradaki misyonu hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Yirmi birinci yüzyıla gelindiğinde K. Makedonya Türk Edebiyatı eski canlılığını yitiriyor. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından önemli gazete ve dergiler yayın hayatlarına son veriyorlar. Bu ara dönemde edebiyatı canlandırmak adına yapılan girişimlerle yeni dergi ve kitaplar basılıyor. Bu faaliyetleri gençler üstleniyor ve eski neslin bıraktığı yerden edebiyat bayraktarlığını devralıyor. Bu girişimlerden biri de ilk sayısı 2002 yılının Ocak ayında Üsküp’te çıkan ve hâla yayın hayatını sürdüren Köprü Dergisi’dir. Hâlihazırda Makedonya’da yayın hayatına devam eden tek “kültür, sanat ve edebiyat” dergisidir. Üç ayda bir çıkan derginin yazar kadrosu yerel yazarlardan oluşmaktadır. Dergide ayrıca genç kalemlere de yer verilip özelde K. Makedonya, genelde Balkan Türk Edebiyatı’na yeni yazarlar kazandırmak amaçlanmaktadır. Derginin içeriği deneme, şiir, hikaye, röportaj, özlü sözler, kültür haberleri ve diğer edebî metinlerden oluşmaktadır. Türkçe dilinde yayınlanan Köprü Dergisi hem K. Makedonya Türk Edebiyatının ayakta kalmasına ve geliştirilmesine hem de K. Makedonya Türk Yayıncılığına ciddi katkı vermektedir. Köprü Dergisinin Türk Edebiyatına ayrı bir önem verdiğini, Türk Dili ve Edebiyatı öğrencilerinin tez çalışmalarına dergide yer vererek bir daha kanıtlamıştır. Köprü Dergisi, K. Makedonya Türkleri’nin geçtiğimiz yıllarda resmi olduğu, ele aldığı hassas konularla, edebi dünyasıyla, sanat anlayışıyla, kültüre verdiği ayrı önemle kanıtladı. K. Makedonya’daki başta Türk kurumları olmak üzere entelektüel çevrelerin tamamına ulaştırılmakta ve özellikle edebiyat ve eğitim fakültesinde okuyan talebelerin büyük çoğunluğuna dağıtılmaktadır. Ayrıca bazı liseli öğrencilerin yazıların yayınlamasıyla birlikte lise talebelerinin bir kısmına da ulaşmaya başlamıştır. Şu anda dergide ve farklı mecralarda devamlı yazı yazan edebiyatçıların çoğu genç. K. Makedonya Çağdaş Türk Edebiyatı gençlerin omuzları üstünde yükseliyor diyebiliriz. Gençlerimiz yazdıkları deneme, şiir ve hikâyeleriyle bizlere ‘Ümitvar olunuz’ mesajını veriyorlar. Milli ve manevi değerlerimizi savunmak, tanıtmak ve geleceğe aktarmak bizim temel şiarımızdır
“Köprü Gençlik Okulu”nu kurdunuz, hangi alanlarda ne tür faaliyetler yapıyorsunuz?
İlkini 2016 yılında Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) destekleri ile hayata geçirdiğimiz Köprü Gençlik Okulu projesi Üsküp’te yaşayan başarılı ve yetenekli Türk gençlerini tespit etmek, manevi ve entelektüel gelişimlerine katkı sağlamak, Türkiye ile irtibatlarını güçlendirmek, bölgede benzer nitelikteki Türk gençlerin bir arada bulunmalarını sağlayarak toplumsal bir dinamik oluşturmak amacıyla geliştirilen bütüncül bir eğitim programı olarak tasarlanmıştır. Köprü Gençlik Okulu temel olarak üç temel çalışmayı kapsamaktadır: Eğitim programları, Kültür-sanat programları ve Kültürel geziler. Proje çerçevesinde kitap okumaları, tematik sinema kuşağı, düşünce ve tarih seminerleri, kişisel gelişim seminerleri, düşünce ve tarih seminerleri, halka açık konferanslar, kültürel geziler, sportif faaliyetler ve sanatsal etkinlikler yer almaktadır. Gençlerimizin belli konularda bilinçlendirilmesi ve özgüven kazanarak toplumsal hayatta aktif rol almaları amaçlanmaktadır.
Timebalkan’ı ne maksatla kurmuştunuz?
Timebalkan haber sitesini 2015 yılında kurduk. Bundan tam beş yıl önce yayın hayatına ilk adımımızı atmış olduk. Böylece bu samimi oluşumda editörlük görevini üstlenmiş oldum. Yaptığımız haberlerle Kuzey Makedonya’da ve hatta Balkanlarda Türkçe dilinde gündemin nabzını tutacak ve gerektiğinde ‘gündem oluşturabilecek’ bir medya yayın organının eksikliğini gidermeye çalıştık. Nitekim bu kısa zaman diliminde mütevazi çabamız hiç beklenmedik bir şekilde sonuç vermeye başladı. İlkeli, tavizsiz, hızlı ve düzgün yayın politikamızla okuyucu kitlemizi günden güne genişlettik.
- Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Arnavutluk, Sırbistan, Yunanistan kısacası Balkan ülkelerinde yaşanan gelişmeler önceliğimiz oldu. Bu arada Anavatan Türkiye ve İslam Dünyası yakın takibimizde idi. Dünya gündemine önem verirken yerel gelişmeleri de anbean takip ettik. Kimi zaman Kuzey Makedonya’daki bir Türk köyündeki sıkıntıyı gündeme getirdik, kimi zaman Filistin’de yaşanan insanlık suçlarını okuyucularımızla paylaştık. Haber yayınlarımızda yerel – bölgesel – küresel dengeyi muhafaza etmeye çalıştık.
Tüm bunları ‘tarafsız’ olma gayesi taşımadan yaptık. Çünkü TİMEBALKAN olarak sadece gündemin nabzını tutmakla sorumlu görmedik kendimizi. Gerektiğinde ‘gündem oluşturma’ noktasında yoğun çaba sarfettik. Dolayısıyla bu çabanın neticesinde güçlünün değil haklının, zalimin değil mazlumun, mağrurun değil mağdurun, yalanın değil doğrunun, batılın değil hakikatın tarafını tuttuk. Böylece ‘Taraflı yayın yapıyorlar’ eleştirilerini bu şekilde haklı çıkardık elhamdülillah.
Peki gündemimiz neydi? Gündemimiz siyasilerin açıklamaları, istatistikler, raporlar, aktüel dünya gündemi, borsalar, son teknolojik gelişmeler yanısıra halkımızın gündemiydi. Halkımızın yani insan gündemiydi. Hayatımıza ve günlük yaşantımıza dokunacak insan hikayelerine değindik. Duyarlılığımızı arttıracak özel haberlerin peşinde koştuk. Yayınlayacağımız haberle bir hayra vesile olacağımızı düşündüysek hiç tereddüt etmeden harekete geçtik.
Ülkemizde zıt görüşlere mensup anlayışlarla temas kurmaya çalıştık. Ayrım gözetmeksizin herkesle iletişime geçmeye özen gösterdik. Fakat kimi kesimler bu olumlu niyetimizi görme basiretinden o kadar uzaktı ki karalama ve iftira yöntemine başvurdular. Yılmadık çünkü niyetimiz halis, duruşumuz tavizsizdi. Devam ettik.
Söylenmeyeni söylemeye, duyulmayanı duyurmaya, fısıldananı yüksek sesle dile getirmeye çalıştık. Zaman geçtikçe bize mesafeli duran okuyucularımız dahi haberlerimizi takip etmeye, hatta paylaşmaya başladı. Bu durum bizi ziyadesiyle memnun etti. Çalışma azmimizi arttırdı.
Olağanüstü durumlarda mesai saati gözetmeksizin çalıştık. Mesela Kumanova olaylarında, 15 Temmuz darbe girişiminde, Üsküp’te yaşanan sel felaketinde insanüstü çaba göstererek anlık, hızlı, zengin içerikli ve ‘taraflı’ haberler yaparak halkımızı bilgilendirdik.
Yaptığımız haberlerden dolayı FETÖ iltisaklı Zaman Makedonya Gazetesinin, Timebalkan Genel Yayın Yönetmeni Seyyid Emin kardeşimize açmış olduğu tazminat davasını da kazandık çok şükür.
Herkese eşit mesafede durmaya özen gösterirken korkusuzca gündem oluşturan haberlerin altına imzamızı attık. Kuzey Makedonya Türklerini bölen değil kucaklayan, fitne değil birliktelik oluşturacak yayınlar yapmaya azami gayret gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz. Gündemimizi yine halkımız belirleyecektir. Başka güçler değil.
Ertan Şakir’in gözyaşları, Hasanbegli yaşlı amcanın “Tek ümidimiz Türkiye” cümlesi, 6 yaşındaki Naime’nin sel mağdurlarına verdiği kumbara, Suriyeli Ümran’ın mahzun bakışları gündemimizi belirledi, belirlemeye devam edecektir. Sancak düştüğü yerden kalkar bilinciyle hareket etmek zorundayız. Bizler sancağın düştüğü yerde nöbet beklemekteyiz. Rumeli – Anadolu hattının medya nöbetini en iyi şekilde tutacağımızdan şüphem yoktur.
İbrahim Peygamber’e su taşıyan karınca misali tarafımızı belli ettik. Üsküp’ten, Gostivar’dan, Prizren’den, Tiran’dan, Gümülcine’den, İşkodra’dan, İstanbul’dan, Ankara’dan, Bağdat’tan, Kerkük’ten, Şam’dan, Mekke’den, Medine’den, Somali’den, Kenya’dan, Doğu Türkistan’dan, Kudüs’ten, Halep’ten tarafız. Kabil’den değil Habil’den tarafız.
Hatırlatmakta fayda var; güçlünün değil haklının, zalimin değil mazlumun, mağrurun değil mağdurun, yalanın değil doğrunun, batılın değil hakikatın tarafını tuttuk. Bu minvalde yayın hayatımıza devam edeceğiz.
Kuzey Makedonya’nın sosyolojik yapısından bahsedebilir misiniz?
Yeni ismiyle Kuzey Makedonya, çok uluslu bir sosyolojik yapıya sahip. İki milyonluk nüfusu var. Ekonomik sebeplerden dolayı son yıllarda özellikle Avrupa’ya çalışmak için giden ve orada kalan azımsanmayacak bir kitle var. Ülkede hâkim unsur Makedonlar, ardından Arnavutlar, üçüncü sırada Türkler ve sırasıyla Romlar, Sırplar, Boşnaklar, Pomaklar, Ulahlar vd. 2002 yılından beri sayım yapılmadığı için şu anda net rakamlar bilinmiyor. Son yıllarda ülkede müslüman nüfusun arttığı bilinse de bu rakam net olarak ifade edilemiyor. Sayımların tekrar gündeme geldiği bir dönemden geçiyoruz.
Devlet kadrolarında ağırlıklı olarak kimler hâkim?
Devlet kadrolarında Makedonlar ve Arnavutlar hâkim. Türklerin nüfusa oranla devlet kadrolarındaki temsiliyeti çok az. Bu olumsuz durum önümüzdeki dönemde değişebilir ve devlet kadrolarındaki Türklerin oranı artabilir diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz haftalarda Kuzey Makedonya meclisi feshedilmişti. Bir de Avrupa Birliği ile üyelik müzakereleri söz konusu. Bu meselelerin aslı astarı nedir?
Eski Başbakan Zoran Zaev, Avrupa Birliği (AB) Konseyinin Kuzey Makedonya ile üyelik müzakerelerinin başlatılması yönünde karar almamasının ardından erken genel seçime gidileceğini açıklamıştı ve geçici hükümetin kurulabilmesi için 3 Ocak’ta istifa etti. Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski de 3 Ocak’ta, bir önceki hükümette İçişleri Bakanlığı görevini yürüten Oliver Spasovski’yi geçici hükümeti kurmakla görevlendirmiş, söz konusu hükümet aynı gün meclisten güvenoyu almıştı. Avrupa Birliği müzakerelerin başlatılması sözünü yerine getirmedi. Yapılan reformlar NATO’ya üye olmamızı sağladı. Fakat müzakerelerin başlatılması konusunda AB işi yine yokuşa sürdü. Ülkede üst düzey yönetici, hâkim ve siyasilerin yolsuzluklarının ortaya çıktığı bir süreçten geçiyoruz. Ekonomik sorunlar da çözülemediğinden bu belirsizlik ortamı gençleri yurtdışına göçmeye itiyor. Birçok ulusal ve uluslararası etkenin çarpıştığı, halkın mağdur edildiği ilginç bir dönemden geçiyoruz. AB’ye üyelik süreci kolay geçmeyecek.
Peki ya oradaki Müslümanların ahvâlinden bahsedecek olursanız?
Müslümanlar bu ülkenin kurucu bir unsuru. Yıllar geçtikçe güçlenen, hakkını arayan ve almasını bilen, söz sahibi bir topluluk. Siyasî, iktisadî, kültürel ve sosyal alanda müslümanlar güçlü bir konuma sahip. Aramızdaki farklılıkları törpüleyebilirsek ve dış etkenlere maruz kalmaktan vazgeçebilirsek bu zor dönemi lehimize çevirebiliriz. Tabiî bunu yapmak için her alanda hem zihinsel hem de kadrosal değişim şart.
Türkiye’nin Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’deki hâmleleri oradan nasıl gözüküyor?
Yerel medyalara baktığımızda Türkiye’nin bu hâmleleri olumsuz yansıtılıyor. Medyaların çoğu zaten Batı kaynaklı referanslar kullanıyor. 2015 yılında Timebalkan’ı kurma sebeplerimizden biri de buydu. Okuyucuyu doğru bilgiyle buluşturmak ve Türkiye karşıtı propagandaya meydan vermemek. Yapılan tüm olumsuz karalama kampanyalarına rağmen ülkemizde yapılan bir araştırmada Kuzey Makedonya’da en sevilen dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan oldu. İsviçre merkezli uluslararası araştırma şirketi Gallup International Association (GIA) üyesi Brima Araştırma Ajansı tarafından yapılan anket çalışmasının sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 60’ı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında olumlu görüş bildirdi. Bu araştırmada Erdoğan’ı Almanya Başbakanı Angela Merkel takip ederken, listede üçüncü sırayı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dördüncü sırayı Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Franciscus, beşinci sırayı is ABD Başkanı Donald Trump aldı. Bu gösteriyor ki Türkiye ile Kuzey Makedonya arasındaki altı asırlık tarihi, sosyolojik ve kültürel bağlar hâlâ sağlam. Anadolu ve Rumeli hattındaki bu bağların güçlendirilmesi için çalışırsak bize karşı yapılan tüm plan, proje ve karalama kampanyalarını boşa çıkarabiliriz.
Türkiye Kuzey Makedonya’da neler yapıyor?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin özellikle T.C. Üsküp Büyükelçiliği, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Halkbank, Anadolu Ajansı, TRT, Uluslararası Balkan Üniversitesi ve adını sayamadığım birçok kurumuyla eğitim, kültürel, sosyal ve iktisâdi alanlarda birçok hizmet vermiştir ve hâlen vermeye devam etmektedir. Türk şirketlerinin piyasadaki başarısı da göz dolduruyor. Yıl içerisinde de İHH başta olmak üzere Türkiye’den birçok hayır kurumunun yardımları da muhtaç kesimlere ulaştırılıyor. Türkiye bölgede güçlü, adil ve ayırım gözetmeyen bir aktör. Allah, Türkiye Devleti’ne ve Türk Milleti’ne zeval vermesin.
Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Bana bu fırsatı sunduğunuz için asıl ben teşekkür ederim. Yahya Kemal Beyatlı’nın şehri Üsküp’ten tüm Aylık Dergisi ekibi ve okuyucularına selam, dua ve muhabbetlerimi gönderiyorum…
Aylık Dergisi 187. Sayı, Nisan 2020