Batı dünyasında özellikle II. Dünya Savaşı’nın sona erişiyle birlikte inanılmaz bir “insanlık” edebiyatı üretildiği biliniyor. Söz konusu süreçten sinema da payını almış, uluslararası politika ve toplum ilişkilerinin tanımlanmasında ve şekillenmesinde Holywood sinema sektörüne çok önemli bir mevki kazandırılmıştır; propaganda…
Soğuk Savaş’la birlikte zirve yapan Hollywood politik kuşağı filmlerde, dünya siyasetinde insan ve toplum meselelerinin tartışılması noktasında birtakım kavramlar da ileri sürülmüştür.
Bu kavramlardan biri, savaş sonu Batı toplumunun bunalımında öne çıkan “güvenlik” kavramıdır.
Bununla birlikte NATO savunma konsepti ile belirlenen güvenlik anlayışında ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA), CIA ve Pentagon, Avrupa kıtasındaki sözde korumacı politikalarına rağmen kıta hükümetlerine ve toplumlarına karşı özel birtakım tehdit unsurlarını da kullanmaktan çekinmemiştir.
Bu unsurların başında, zaman zaman Avrupa’yı sarsan terör örgütleri gelmektedir.
Konjonktüre göre değişen bu silahlı unsurlar, uyandırdığı tedhişle Batılı hükümetleri dilediği zaman toplumlarına acziyet içinde teşhir edebilecek organlara sahipken, kıta halkının NATO-Gladyo unsurları karşısında istikrarlı olması gerektiğine inanan Avrupa merkezci kutuplaşmalar, giderek kendisine daha belirgin kimlik kazandırma çabasında olduğu gözlemlenmektedir.
Bu noktada 2000’in ilk yıllarından itibaren güncellemek durumunda kaldıkları Avrupa Güvenlik ve İşbirliği anlayışı, Almanya merkezli statü kurma çabasındayken, söz konusu yapılanmalar bütün çelişki ve çıkmazlarıyla birlikte günümüz sinemasında da alternatif fakat tartışmalı güvenlik hassasiyetini sergilemeye devam etmektedir.
“İnsan Avı”
2014 Slovakya yapımı Anton Corbijn’in yönettiği ve Andrew Bovell’in yazdığı “İnsan Avı”, John le Carré’nin aynı adlı casus romanına dayanıyor.
Başrollerinde bu filmden bir süre sonra intihar ederek hayatına son veren Philip Seymour Hoffman, Rachel McAdams, Willem Dafoe, Robin Wright, Grigoriy Dobrygin, Daniel Brühl ve Nina Hoss yer alıyor.
Orijinal adı “A Most Wanted Man” olan ve Türkiye’de İnsan Avı adıyla gösterilen filmin hikayesi şöyle;
Annesi Müslüman babası Rus Çeçen kökenli olan esrarengiz bir adam, yasadışı yollardan Hamburg’a giriş yapar ve kendisini şehrin Müslüman mahallelerinden birinde sığınmacı olarak bulur. Türk bir aile tarafından misafir edilir ve bu süreçte geçmişinden biraz da olsun kurtulmaya çalışır. Ancak Amerikan ve Alman istihbarat örgütleri tarafından mimlenmiş ve aralarındaki rekabetin kurbanı olarak seçilmiştir.
Aynı zamanda Alman gizli servisinin lideri de olan başrol oyunucusu Hoffman, olan biteni gizlice izlemeye ve parçaları birleştirmeye çalışmaktadır. Filmin yönetmeni Crobijn, benzer muhtevalı Control ve The American filmleri ile de tanınıyor.
Girişte bahsettiğimiz gibi, filmin hikâyesinde temel argümanın “güvenlik” olduğu söylenebilir.
Sinema eleştirmeni Ali Ulvi Uyanık’ın naklettiği rivayete göre “İnsan Avı”nın hikâyesi, yazar John le Carré’nin bir süre konsolos olarak görev yaptığı Almanya’nın liman kenti Hamburg’da bulunan, Pakistan’da El Kaide ve Taliban bağlantılı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Murat Kurnaz’ı düşünerek yazılmış.
Hoffman’ın son ve en iyi performansını gördüğümüz filmde öne çıkan insan ve toplum güvenliği meselesinin ise, Batılı kavram ve düşünce dünyasının olanca dayatma ve propagandalarına rağmen uzun süre tartışılacağı muhakkak..
Aylık Dergisi 182. Sayı, Kasım 2019