Selam ile…
Filistin’de Siyonistlerin katliamları sürerken meydanları dolduran vicdan sahibi halklar dışında devletlerin ve uluslararası kurumların sessizliği de sürüyor.
Bu uluslararası kurumların başını Birleşmiş Milletler çekiyor. Yapısı itibariyle, tek gücü Güvenlik Konseyi ve bu organı da beş devin ağzından çıkacaklara bağlı olan bu müessese, kurulduğu günden bu yana çözümsüzlüğün merkezi olmayı sürdürüyor. Reform taleplerine karşın kökten bir değişim cevabı ortaya konulmadan, yani yeni bir düzen ortaya çıkmadan her meselenin çözümsüzlüğe mahkûm olacağı ise aşikar.
Yeni düzenin doğmasını beklediğimiz Türkiye’de ise hala 100 yıl eskide kalmış irticai bir ideolojinin tartışması yürütülüyor. Müslümanlara düşen kurtuluş için bir strateji belirlemek ve harekete geçmekken, kimi düzene yamanmış, kimi pısırıklığından sesini çıkaramaz halde kıvranıyor. Cüce kuyrukçular ise Müslümanların bu halinden memnun…
Kapağımızda bu meseleyi işledik ve “Birleşmiş Milletler Domuzlar Diktatoryası ve İçerideki Kuyrukçuları” manşetini attık.
Kapak mevzumuzu Fatih Haznedar, “İçte ve Dışta Değişmeyen Düzen” başlıklı yazısında işledi.
Kâzım Albay “Retorik ve Lafız İbdacılığı Değil, İman Ve Fikir İbdacılığı” başlıklı yazısında İbda ve İbdacılığı, İbda’nın insandan ne istediğini anlatıyor.
Kapak mevzumuzla alakalı olması hasebiyle mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun Birleşmiş Milletler Teşkilâtı’na dair fikirlerini sizler için derledik.
Tarihçi Said Alpsoy ile İsrail’in kuruluş sürecini, Kemalizm ile ilişkisini, Lozan Antlaşması’nı konuştuk. Tarihçi Alpsoy, “Kemalizm’le Siyonizm Arasındaki Karşılıklı Sevgi, Ontolojik Kökenlere Dayanıyor” dedi.
Abdulkerim Kiracı, “Birleşmiş Milletler’in Ahlaki Zaafiyeti” başlıklı yazısında Batı merkezli sistemlerin çürümekte olduğunu ve bunun da sebebinin ahlâki bir yapıyla donatılmamış olmasından kaynaklandığını anlatıyor.
Dr. Barış Adıbelli ile Birleşmiş Milletler’in yapısını, varlığının beş ülke dışında hiçbir işe yaramadığını, “veto” kuralının ülkeleri çaresiz bıraktığını ve ABD’nin BM’yi işlemez hale getirişini konuştuk.
2023 yılı boyunca dünya üzerinde ve özellikle Türkiye’de yaşanan hadiseleri, “Panorama 2023” başlığı altında topladık. Hadiselere bakıldığında görülecektir ki, hiçbir şey dikiş tutmuyor ve Müslüman Anadolu’nun yeniden dirilişi yakındır.
M. Taha İnci, “Gazze Aynasında Gerçek ve Sahte” başlıklı yazısında Aksa Tufanı ile dünyadaki gerçek ve sahtelerin daha da belirginleştiğini, Batı’nın paradigmalarının çöktüğünü anlatıyor.
Muharrem Çetin, “Modern Dönemde İşgal Yöntemleri” başlıklı yazısında doğrudan işgal yöntemlerinin zamanla dolaylı işgal yöntemlerine evrilişini misalleriyle anlatıyor.
Handan Özduygu, “Kur’an’ın Bahsettiği Müslümanlar”ı ayet ve hadislerle aktarıyor.
Aksa Tufanı kalplerdeki perdeyi kaldırdı. Batı âlemi, İslam’ın berraklığını, imamın kokusunu Kassam Tugayları ve gazi Gazzeli halkta gördü ve onlarca kişi İslam’la şereflendi. 7 Ekim’den itibaren Gazze’den etkilenip İslam’a giren insanları sizler için derledik.
Birçok kez Allah Resulü’ne hakaret eden Charlie Hebdo dergisine, hakaretin hesabını soran Kuaşi Kardeşleri ele aldık.
Bahattin Yeşiloğlu, “Notlarım” başlıklı yazısının ikinci bölümüyle dergimizde.
Mustafa K. Topaloğlu, “Çağın Sosyal Felaketi: Boşanma” başlıklı yazında boşanmanın sebeplerine değiniyor.
Hasan Hüseyin Akdağ, “Turgut Cansever’i Okuma Klavuzu: Düzenli’nin “İdrak ve İnşa” Eseri” başlıklı yazısında mimar Halil İbrahim Düzenli’nin “İdrak ve İnşa” eseri üzerinden Cansever’i analiz ediyor.
Hanife Kındır, “Engellilik Meselesi İnsanlık Meselesidir” başlıklı yazısında engellilik gibi meseleyle tam manasıyla ilgilenilmediği ve bu hususta çalışmalar yapılması gerektiğini anlatıyor.
Nazım Erol, “Çocuk ve Terbiye” başlıklı yazısında ebeveynlerin çocukları nasıl terbiye etmesi gerektiğine değiniyor.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere Allah’a emanet olun…