Cumartesi, Aralık 7, 2024

Anadolu Neferleri, Mescid-i Aksa için toplandı: İsrail’i kınamak nereye kadar?

Yahudi devleti, iki gündür işgal altında bulunan Mescid-i Aksa’ya saldırıyor, yüzlerce Müslümanı gözaltına almaya devam ediyor. Dün sahurdan beri Müslümanlara saldıran ve 2023 başından beri Filistinlilere en kanlı seneyi yaşayan Yahudilere karşı Ankara’da toplanan Anadolu Neferleri, “Kınamalar laftan ibaret kalıyor, nereye kadar kınama?” diyerek tepki gösterdi.

“Kınamalar”dan yüz bulup, zulmün dozunu artıran Yahudi devleti, iki gündür işgal altında bulunan Mescid-i Aksa’ya saldırıyor, yüzlerce Müslümanı gözaltına almaya devam ediyor. Dün sahurdan beri Müslümanlara saldıran ve 2023 başından beri Filistinlilere en kanlı seneyi yaşayan Yahudilere karşı Ankara’da toplanan Anadolu Neferleri, “Kınamalar laftan ibaret kalıyor, nereye kadar kınama?” diyerek tepki gösterdi.

Bugün, Ankara İsrail Büyükelçiliği önünde kıyama duran Anadolu Neferleri basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasının tam metni

“Bismillahirrahmanirrahim!

Her sene olduğu gibi bu Ramazan ayında da İşgalci İsrail mukaddes mescidimiz Aksa’ya saldırılarını artırdı. Müslümanlara eziyet etmeyi meşrulaştırmış siyonist köpekler, Kıble Mescidinde teravih namazı kılmak isteyen 200’den fazla Filistinli’yi darp ederek göz altına almıştır.

Ümmet sessiz! İslâm ülkeleri ise, bir takım adet yerini bulsun hesabı laftan ibaret kınamaların ötesine geçemiyor? Nereye kadar kınama? İnsan merhametinden dolayı eşini, dostunu kınar. Düşman kınanmaz, haklanır. En tabiî reflekslerimiz tarumar olmuş hâlde. Bize düşen, Hz. Ebubekir’in “ağlayan ağlasın, ağlayamayan da ağlar gibi dursun!” hikmeti çerçevesinde, ıstırabımızı dâim kılmak ve bunu şuurlaştırmaktır.

Çağından mesul Müslümanlar olarak bizler insanlığa numûnelik teşkil etmeliyiz. Bugün dünyada işlenen her türlü haksızlık, bizim adam olamamamızdan kaynaklanmaktadır. Biz öyle bir hâle gelmişiz ki, acı duyma melekelerimizi yitirmişiz. Bugün dünyada Ümmet-i Muhammed’in başına gelenler, biz millet olarak tarihî misyonumuzu kaybettiğimiz için, bizim yüzümüzden gelmiştir. Kuru kuru karşı çıkmalar ve tweet atmalar çözüm değil. Yaşanan hâdiselerin suçluluk duygusunu hissetmeli ve sorumluluk altına girmeliyiz. Âdetâ bir film seyrederken, birkaç dakikalığına oradaki olaydan müteessir olup, aradan zaman geçince horul horul uyumaya başlayan insanlardan olmamalıyız.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun şu şiiri, Filistinli Müslümanların durumunu özetlemektedir:

‘’oyuncak tanımadan tüfeği tanıdı,

kurşunu tanıdı,

gerçek dostu,

düşmanı tanıdı.

yürümeden daha ölümü tanıdı,

çocuklarımız.

ve öğrendiler onlar için olmadığını,

insan hakları beyannamesinin!’’

Bugün üç maymunu oynayan “BirLEŞmiş Milletler – Domuzlar Diktatoryası” İranlı Mahsa Amini’nin saçı için ortalığı ayağa kaldırırken, Siyonistlerin kurşunlarıyla şehit edilen Filistinli kadınlara niçin sessiz?

Altın Kelebek ödül töreninde kadın üzerine plastik aforizmalar kasan iki ayaklı sanatçılar! Örtülerine kan sıçrayan bu Filistinli kadınları da Mahsa Amini gibi savunmanız için illa başörtü mü yakmaları lazım?

Nerede İnsan Hakları?

Nerede Kadın Hakları?

Nerede Sizin Vicdanınız?

Mukaddes belde Kudüs tüm ümmetin ortak davası ve namusudur. Ve orada katledilen Filistin halkı, tüm insanlığın sorunudur. Bu sorunu çözmek için tüm yetkili mercîleri ve liderleri müdahale etmeye çağırıyoruz.

Son olarak davetimize icap eden Müslümanlara teşekkür ediyor, Zeytindalı ile başlayan harekatımızın, ‘Zeytindağı’nda sonlanması için duâ ediyoruz.

Allah’ın selamı üzerinize olsun.”

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir