Başa bağlanan son: 2022

Modern Pagan Tapınağı Amerikan Kongresinin, Amerikan halkının bir kesimi tarafından basılmasıyla başlayan 2021 senesi, dünya düzeninin değişiminde ehemmiyetli kilometre taşlarının aşıldığı bir yıl olarak tarihin sayfalarındaki yerini aldı. Zira bu hadise, dünyanın hegemon gücü olduğu iddia edilen ABD’de İç Savaş yıllarına dayanan bir kutuplaşmanın artarak sürdürdüğünün ve Birleşik Devletlerin yakın dönemde parçalanabileceğinin habercisi olduğu gibi 2021 yılının nasıl geçeğinin de donelerini vermişti.

İktisadî Buhran

2020’de tüm dünyaya yayılmasıyla iktisadî, siyasî ve içtimaî birçok değişime sebep olan Kovid-19 salgınının tesirleri 2021’de de ağırlaşarak devam etti. Pandemiyle beraber açığa çıkan iktisadî buhran tüm devletleri son derece zor şartlara doğru sürükledi.

Salgının yayılmasını önlemek maksadıyla devreye alınan kısıtlamalar sebebiyle yaşanan arz sıkıntısı, devletlerin evlere kapanan vatandaşlarına dağıtmak için bastığı paraların sebep olduğu enflasyon, tedarik zincirindeki kopmalar ve daha sonra açılmalar başlayınca yaşanan talep patlaması derken dünya iktisadî bir kıyamete doğru sürüklendi.

Sıkıntılar bununla da bitmedi. Hem salgın hem de onun getirdiği iktisadî buhran halklar üzerinde de etkisini gösterdi. Devletlerin getirdiği kısıtlamalar ve yaşanan iktisadî sıkıntılar toplumları da protestolara sevk etti. Başta Liberal itikadın beşiği Avrupa olmak üzere “kıtalar çapında” yüzbinlerce kişinin katıldığı gösteriler düzenlendi.

Hülasa salgın öncesinde de hassas dengeler üzerinde duran dünya ekonomisi, salgının başlamasıyla beraber girdiği türbülanstan çıkamadı. 2022’de çıkması da zor görünüyor. Önümüzdeki yıllar krizin boyutunun daha net anlaşılmasını sağlayacak hadiselere gebe. 2022 ve sonrasındaki birkaç yıl şirketlerin battığı, ülkelerin borçlarını ödeyemediği, işsizlik rakamlarının tahmin etmesi zor düzeylere çıktığı, Batı ekonomilerinin çıkmaza sürüklendiği yıllar olmaya namzet.

Amerikan Hegemonyasının Sonu

Girişte belirttiğimiz üzere, 2021 yılı Amerika için bir kâbus gibi başladı. Sonrası ise çorap söküğü gibi geldi.

Çin’i kendisine yeni rakip olarak belirleyip dikkatini Asya-Pasifik’e çeviren ABD’nin bu gidişi başta Fransa olmak üzere bazı devletlerin Orta Doğu’ya alâkasını artırmasına sebep olurken bölgede yeni bir denge kurma çabaları da netice vermedi. Hâlâ tüm devletlerin birbirlerini tarttığı bir süreç yaşanıyor.

Öte yandan ABD, Afganistan’da Taliban’dan öyle bir tokat yedi ki, tüm dünyanın dengeleri değişti. 2001 yılında girdikleri Afganistan’dan tüm askerî ve iktisadî üstünlüğüne rağmen ellerinde keleş, ayaklarında terlik olan Taliban mücahidlerine yenilen ABD, çareyi tası-tarağı toplayıp Afganistan’ı terk etmekte buldu. Afganistan’da işbirlikçilerin düştüğü vaziyet ise tüm dünyadaki Amerikan işbirlikçileri için ders niteliğindeydi. Tüm işbirlikçiler “ABD, yarın bizi de satar!” diye düşünmeden edemedi.

Yeni Bir Paylaşım

Mahalle kabadayısının kabadayılığı tokadı yiyene kadardır. ABD’nin Afganistan yenilgisi de son “süper güç”ün façasını bozarken başta Rusya ve Çin olmak üzere dünyanın diğer önemli güçleri ise ABD’yi alaşağı etmenin, yeni bir paylaşım savaşına girişmenin fırsatını kollamaya başladı.

Söz konusu iki devletin de tıpkı dünyanın geri kalanındaki tüm devletlerde olduğu hem içeride hem dışarıda yaşadığı sıkıntılar, dışarıya doğru hamle yapmalarını zaruri kılıyor. Nitekim 2021, Çin’in Tayvan üzerinden, Rusya’nın ise Ukrayna üzerinden ABD’ye meydan okuduğu bir yıl oldu. 2022 ise yeni bir paylaşım mücadelesine, belki de dünya çapında büyük bir savaşa gebe yıl olarak başlıyor.

Bütün Bir İnsanlık Yalana Teslim

Son sürat ilerleyen ve bir ahlâkın oluşmasına müsaade etmeden yenilenen teknoloji dünyanın bugün esas meselelerinden biri… 2021 yılında da aslında uzun zamandır bahsedilen üç boyutlu sanal dünya çalışmalarının lansmanı yapıldı desek zannediyoruz yanlış bir şey söylemiş olmayız. Facebook’un adını Meta olarak değiştirmesiyle beraber tüm dünyanın dikkatini üzerine çevirdiği “metaverse” teknolojisinden bahsediyoruz.

Kapitalizm’in en büyük başarısı insan fıtratına uygun oluşu ve onu istismar etmeyi çok iyi becermesidir. Kapitalist-modernist döngünün insanı tüm insanî hasletlerden arındırma sürecinde piyasaya sürülen son silah olan “metaverse” de, günümüzün statü peşinde koşan insanının bu arzusunu karşılayan bir sanal dünyadan başka bir şey değil. Sanal yatlar, katlar, arsalar 2021 itibariyle satılmaya başlandı. 2022 ise “metaverse”den daha fazla bahsedilen bir yıl olacaktır. Telegramvarî zihin kontrolünün umumileşmesi olarak görebileceğimiz bu teknoloji insanın gerçeklik algısına yönelik yapacağı manipülasyonla, artık mukadder olan sona yaklaşıldığının da habercisi…

Beklenen İslâm İnkılâbının Merkez Üssü Türkiye

2021 senesine Boğaziçi Üniversitesi eylemleriyle başlayan Türkiye, sıkıntılı bir yılı geride bıraktı. Salgının yayılmasını engellemek maksadıyla yapılan; fakat neredeyse hiçbir fayda sağlamayan kapanmalar, başta küçük esnaf olmak üzere halkı büyük bir ekonomik zorluğun içine attı. Ekonomik sıkıntılar, insanlardaki ırkçı duyguları kabartır; nitekim Türkiye’de de öyle oldu ve başta Suriyeliler olmak üzere göçmenlere yönelik sert söylemler ve davranışlar had safhaya çıktı. İktisadî sıkıntılar senenin sonlarına doğru kendisini daha çok hissettirdi ve döviz kurlarındaki hızlı yükselişler beraberinde ardı arkası kesilmeyen zamları getirdi. Bunlarla beraber Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlığı üzerinden yapılan manipülasyonlarla beraber halkta devletin artık yönetilemediğine dair bir algı oluşturulurken bu ay Türk lirasını dolaylı yoldan Amerikan dolarına endeksleyen bir enstrümanla bulunan palyatif çözüm hem algıları hem de karamsar havayı dağıttı. Fakat gerek dünyanın gidişatı gerek memleketin istikameti bunun geçici bir dönem olduğunu ihtar ediyor.

Hülasa

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun işaret ettiği Hicrî 1440’lı yılları yaşıyoruz ve hadiseler her geçen sene daha hızlı bir şekilde cereyan ediyor. İşin özünde, dünya bir alt-üst oluş yaşıyor ve bu sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada eskinin öldüğünü; fakat yerine “yeni” olarak neyin koyulacağının bilinemediği gösteriyor.

Dünyanın büyük bir buhran yaşadığı, Rusya ve Çin’in ABD’ye diş bilediği, Avrupa’nın kendi iç sorunlarından kafasını bile kaldıramadığı bu günlerde kimse yeniye dair bir teklifte bulunamıyor. Türkiye ise, kimsenin sahip olmadığı bir silaha sahip. Bu silah merkez Anadolu’da örgüleştirilmiş, yeni bir sistem ve dünya düzeni teklif eden, yeni bir dünya görüşü… 2022 başlarken tüm fert ve toplum meselelerinin halline dair söyleyecek sözü olan Büyük Doğu-İbda dünya görüşü, onun teklif ettiği nizam ve ortaya koyduğu fert-cemiyet anlayışı kendini çok net bir şekilde dayatıyor. Batı’nın çöktüğü demde, Türkiye’nin söyleyecek sözü olduğunu haykırabilmesi ise Batıcı Kemalist gömleği yırtıp bu dünya görüşüne sarılmaktan geçiyor.

Ömer Emre Akcebe

Aylık Dergisi, 208. Sayı Ocak 2022

Yazar

Bir yanıt yazın